Giden gitmeyen
herkesin aklında ve dilinde...
Bir şehre dair ne kadar keyif varsa,
Paris'in her meydanında, her caddesinde saklı.
Seine Nehri'nin iki
yakasına kurulmuş, görkemi ve ışıl ışıl olması nedeniyle “Işık Şehir”
olarak anılan Paris, dünyanın başlıca turizm merkezlerinden biridir.
Ayrıca kültür, ekonomi, endüstri, ticaret, borsa, sanat ve yemek kültürü
merkezi olduğu için kozmopolit bir kent olarak anılır.
Paris'i ikiye bölen
ve üzerinde 26 köprü bulunan Seine Nehri'nin iki kıyısı, “sağ yaka” (rive
droite) ve “sol yaka” (rive gauche) diye adlandırılır. Banliyölere kadar
her yere ulaşım imkânı sağlayan Paris Metrosu, dünya çapında kazandığı
üne bağlı olarak, eşsiz bir deneyim olarak görülür. Şehrin tüm dünya ile
bağlantısını Charles de Gaulles ve Orly havaalanları sağlar.
Kültürün tarihle
birleştiği Louvre ,
Rodin , Orsay ve daha nice müzeleri, Les Halles eğlence ve tekstil
merkezi, Champs-Elysées gibi büyük ve geniş bulvarları, ünlü moda evleri
ve Montmartre gibi ünlü kiliseleri ve tarihi anıtları genellikle sağ
yakadadır.
Sol yaka ise öğrenci
ve sanatçı bölgesi olarak tanınır. Kitaplığı, müzeleri ve bilim
akademileriyle tanınan Sorbonne Üniversitesi , bu yakadaki Latin
mahallesindedir (Quartier Latin). Ayrıca Napoléon Bonaparte'ın gömüldüğü
yer olan Invalides ; şehrin sembolü Eyfel Kulesi (La Tour Eiffel);
Fransız düşün adamlarının mezarlarının bulunduğu Pantheon ; Café Les
Deux Magots gibi zamanında entelektüellerin uğrak noktası olan, şimdi de
günün her saatinde bir şeyler yiyip içilebilecek şık mekânları; ünlü St.
Germain ve St. Michel bulvarları, gotik mimarinin önemli eserlerinden
Notre Dame Kilisesi de bu yakadadır.
Ayrıca eski bohem
kültürünün günümüzdeki uzantısı olan Marais bölgesi, Lüksemburg
bahçeleri, huzur dolu, yemyeşil ve her biri birbirinden farklı parkları
gezilebilecek önemli yerlerden sadece birkaçıdır.
Bütün bunlarla
beraber, Avenue Montaigne , Avenue George V. , Rue St. Honoré (Haute-Couture'ün
merkezi) gibi caddeleri de unutmamak gerekir. Alışveriş için Marché St.
Honoré , antika tutkunları için Place des Vosges ziyaret edilebilecek en
önemli yerlerin başında gelir.
Yemek kitaplarında
yıllardır ilk sıralarda yer alan Fransız mutfağının örneklerini dünyaca
ünlü, çok yıldızlı lokantalarında, özellikle gastronominin en pahalı
seçeneği olarak bilinen La Tour d'Argent 'da bulabilirsiniz.
Kendine özgü
tarzda döşenmiş ve günün her saatinde gerek Parisliler, gerekse
turistlerle dolup taşan kafeleri -örneğin çikolata, kahve ve çay için
Fauchon , Fransız mutfağının temel taşları sayılan peynir, şarap, baget
ekmeği, kabuklu deniz mahsullerinin, orta ve güney Fransa yemeklerinin
keyifle tadılabileceği bistroları ile Paris'in büyüsü her zevke ve
damağa hitap eder. Deniz mahsullerini tatmak için Le Grand Café 'ye,
Fransız mutfağından örnekler için Le Coupe Chou 'ya uğramayı
unutmamanızı tavsiye ederiz.
Paris sokaklarında
yürürken bir sürü
güzel ve baştan çıkarıcı koku, bu muhteşem şehre duyduğunuz beğeniyi ve
ilgiyi arttırır. Parfüm dükkânlarından yayılan çok çeşitli parfüm
kokuları, kafelerden yayılan bin bir çeşit kahve ve fırınlardan gelen
taze ekmek kokuları mutlaka başınızı döndürecek.
24 saat yaşayan
bir metropol olan Paris'in gece hayatı birçok sanatçıyı etkilemiştir.
Paris, Olympia Konser Salonu , tiyatroları, kabareleri, çeşit çeşit
gösterileri, sinemaları, barları ve dans kulüpleri ile her an hareketli,
yaşam dolu ve romantik bir şehir olmakta iddialıdır.
Paris'le ilgili geleneksel
yayınlardan herhangi birine baktığınızda her kültüre, zevke, keyfe ve
arzuya ait oldukça yoğun bir etkinlik çizelgesi ile karşılaşacağınızdan
bu kenti defalarca ziyaret etmek ve her seferinde farklı bir yüzünü,
farklı bir bölgesini keyifle keşfetmek isteyeceksiniz.
Sıla Erdim